27 Haziran 2012 Çarşamba

61


“Yok yahu,” dedi Bahadır, “onlar bizim peşimize düşmez pek. Bizim zaten bir inisiyatifimiz, bölge için oradakilerle birlikte ve araştırma yaparak hazırladığımız 3 de projemiz var; stratejik plana ve bölge kalkınma planına uygun. Bu projelere göre bir hibe bulursak uğraşırız, onun dışında bu işlere hiç vakit ayırmıyoruz. Boş verin bunları ya, esas müjdeyi vereyim size!”

“Neymiş o müjde?” diye sordu Lütfiye.

“Bizim çiftlikte bir hamile var, 7 aylık. İlk çiftlik çocuğu bizden çıkacak kısmetse!”

Masanın etrafındaki herkesin yüzü gülüyordu. Bahadır'ı tebrik etmeye giriştiler:

“Ne güzel haber bu,” dedi Lütfiye, “oğlan mı kız mı?”

“Oğlan, ama daha adı belli değil. Annesiyle babası her gün fikir değiştiriyorlar!"

“Biz de ilk düğünü yaparız belki!” dedi Hakan. “Biliyorsun Sevda ile nişanlıyız, daha dün resti çekti Sevda!"

Sevda: “E öyle ama,” dedi gülerek, “bugüne kadar düğün kelimesini bile kullanmıyordun. Tehditler işe yaramış demek ki! Şimdi bir işimiz kaldı, ağzından bir de tarih almak.”

“O kolay,” dedi Hakan, “köylük yerde düğün hasattan sonra olur, Eylül’e yetiştirebilir misin gelinliği?”

Sevda Hakan’ın yüzüne inanmayan gözlerle baktı: “Ciddi misin sen? Yetişir herhalde.”

Lütfiye ve Bahadır ayağa kalkıp gelini ve damadı tebrik etmeden duramadı. Lütfiye her ikisinin de elini sıkıp tebrik etti, Bahadır ise Hakan’la kucaklaştı, sonra da Sevda’ya elini uzattı:

“Bu tarih belirleme hususunda biraz katkım olduysa ne mutlu bana” dedi. “Şimdiden tebrik ederim!”

"Teşekkürler," dedi Sevda nazikçe. Ancak gözleri Hakan'ın gözlerinden ayrılmıyordu. Lütfiye bunu görünce Bahadır'ın koluna girdi:

“Gel seni orkestramızla tanıştırayım,” diyerek onu Roninlerin yanına doğru sürüklemeye başladı. "Hem de birkaç gerçek Ronin görürsün. Ama bu kelimeyi kullanma, kızıyorlar!"

İkisi gülerek uzaklaşırken Sevda hâlâ Hakan’ın gözlerine bakıyordu. Konuşmadılar, konuşamayacak kadar mutlu görünüyorlardı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder