“İdeal olanı elde etmek imkânsız
madem, neden idealist olmakta ısrar ediyoruz?”
“Anlamadım” dedi Berk. Sekizlerin en
akıllısı ve en sessizi dedikleri küçük dâhinin sesini ikinci defa duymuştum iki
aydır çiftlikte olmama rağmen. Bir zamanların harika kemancısı, Berlin’de yüzyılın
kemancısı olmaya aday diye övülen, 3 yıldır kemana elini sürmeyen Berk. Yazdığı
ama asla şahsen okumadığı denemelerle sadece müzik konusunda dahi olmadığı,
irfanının da çok yüksek olduğunu kanıtlayan bu çocuk ailesinin özel izniyle
aramızdaydı ve o sıralarda henüz 18 yaşını doldurmamıştı. İnzivaya çekilen
Berk'in aramızda olduğunu gazeteciler bile duymamıştı. İşte bu dahi,
anlamadığını iddia ediyordu söylediğim bu basit cümleyi.
“Bir nesilden daha uzun süren hiçbir
altın dönem yok. Başarılı olmuş hiçbir ütopya yok. İnsanlar tarafından kurulan her
düzen bir süre sonra çürümeye başlıyor, yozlaşıyor. Herkesin hakkını korumak
için yola çıkanlar mutlaka bir süre sonra birilerini feda etmeden çoğunluğun
kurtarılamayacağını iddia etmeye başlıyor. Biri çıkıp diyor ki "insan hata
yapmaz, sistem hata yapar" ve herkes mükemmel sistemler kurulabileceğine
inanıyor - ama öyle bir sistem yok hâlâ ortada. Doğanın mükemmel bir sistem
olduğunu iddia ediyorlar, ama doğa sadece kendi kendini dengeleyen bir sistem -
mükemmel falan değil. Daha doğrusu insanların koyduğu standartlara göre hiç de
mükemmel değil, güçlünün zayıfı ezdiği doğa kanunuyla yönetiliyor. Masumların
canını yakıyor, depremlerle ve yanardağlarla yeryüzü şekilleri bile sürekli
değişip duruyor. Bazı canlıların soyu tükeniyor, bazıları güçlenip duruyor. Doğanın
tek becerdiği şey hayatta kalıp bir şekilde devam etmek. Bilmem aklımdakini
anlatabildim mi? Biliyorum, alıntı yapmaya izin yok, ama şunu söylemem lazım; Aristo
idealardan bahsetmiş, gerçekte var olmayan, teorik bir kavram üretmiş, ama bu
kelimeyi icat edip ağzımıza sıçmasa daha iyi olacakmış. İdeal olan hiçbir şey
yok, biz neden bir ideal düşünce sistemi arıyoruz?"
Lütfiye Abla sözümü kesti:
“Birincisi ‘ideaları’ icat eden Aristo
değil Platon. İkincisi, biz burada ideal bir sistem aramıyoruz. Biz sadece olup
biteni anlayıp ona uyum sağlamaya çalışıyoruz. Eğer doğa ve insan uyum
sağlamaya ‘değmeyecek’ bir durumdaysa onu nasıl değiştireceğimizi bulmaya
çalışıyoruz. Ama ideal kelimesi konusunda haklı olabileceğini kabul ediyorum,
bence insanoğlunun yolunu saptıran fikirlerden biri bu olabilir. Olmayabilir
de. Bunu tartışmak lazım.”
“Doğa," dedi Berk, bir an
duraklayıp herkesin kendisini dinlediğinden emin oldu, “ideal değildir ama
mantıklıdır. Neden-sonuç ilişkisine göre hareket eder. Lavlar çok gaz üretirse
volkan patlar, aslan acıkırsa ava çıkar. İnsanlar mantıksız.”
“Mr. Spock gibi konuştun, hiç senden
beklemezdim" diye dalga geçti Hakan Abi. "Ayrıca unutmamalısın ki
insan da birçok parametreye göre karar veren, çok karmaşık bir sistemdir.
Mantığını çözemediğin hareketlere veya kararlara mantıksız demek kolaycılık
olur. İnsanların özgür olmadığını, insan denen sistemin özgür olmadığını iddia
edenler olduğunu unutma."
Berk omuz silkti. Bu teoriyi
tutmamıştı ve itiraz etmek için uğraşmayacaktı. İki gün sonra neden Hakan
Abinin anlattığı şeye karşı olduğunu anlatan on sayfalık bir deneme
döktürebilirdi belki; ama bu gece bu konuda konuşmayacaktı.
“İnsan özgür değil derken neyi
kastediyorsun abi?” dedim ben dayanamayarak.
“Bazıları der ki, insanın karakterini,
seçimlerini, dostlarını, düşmanlarını, özgürce yaptığını sandığı şeyleri çevre
koşulları belirler. İnsan özgür falan değildir, bu yüzden mantıksız veya saçma
davranma şansı da yoktur. Yaptığı her hareket açıklanabilir. Özgür olduğunu
sandığında bile ya bir uyarana tepki veriyordur, ya bilinçaltındaki bir bilgiye
tepki veriyordur. Yaklaşırken de, uzaklaşırken de kendi iradesiyle hareket
etmez."
“Bu doğruysa bir robottan farkımız yok
demektir” dedim ister istemez. Varılacak tek sonuç buydu.
“Doğruysa” diye tekrar etti Hakan Abi.
"Ama bence doğru değil! Çünkü bu teori her şeyi açıklasa da sanatı açıklamıyor.
Doğada sanat yoktur."
Tam tahmin ettiğim gibi Berk konuya
tekrar odaklanmıştı. Demin alevleri izleyen gözleri yeniden bize dönmüştü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder