22 Nisan 2012 Pazar

20


BÖLÜM 2
"Artık zamanı geldi. Artık acı zamanı. Şiddetin şiiri duyulmalı. "Cash from Chaos" günlerindeki gibi. Kargaşa başlamalı. İnsanlar ağlamalı. Dünya üstündekileri kusturacak kadar hızlı dönmeli. Perde aralanıp içeriye kanın soğuk kokusu yayılmalı.”
Hakan Günday

Bir saattir karıştırıyorum bilgisayarı; çok daha farklı bir şey gizlediğini ummuştum. Daha kapıdan çıkarken belliydi bir haltlar karıştırdığın! Ama bunu tahmin edemedim!

Demek cehennemde sana gülecekler, öyle mi? Sen cehennemi ne bilirsin?! BU NE CÜRET?

Ben yenildim. Onun için buradayım. Benim haklı, herkesin haksız olduğunu düşünmeye devam etseydim delirecektim. Eğer onların haklı, kendimin haksız olduğunu kabul etseydim ömrümün büsbütün boşa geçtiğini kabul edecek, hem de onların kurallarına boyun eğmek zorunda kalacaktım. Ben de buraya kaçtım, bir Araf olduğunu ümit ederek.

Cehennem yenilmektir. Yenildikten sonra topunu alıp gidememek, galipleri seyretmektir. Hayatı anladığını sanıp bir tek öngörünün doğru çıkmamasıyla yüzleşmektir; herkes voleybol oynarken basket atmaya çalışmaktır. Annenden başka bir tek dişi varlığın bile seni sevmemesi, cüzzamlı gibi yaşamaktır; Kendini bir insan olarak, bir erkek olarak hissedememektir. Her sabah kendine çeki düzen vermeye çalışmak, aklındaki adam olma çabasını öğlene doğru bırakmaktır. Üç günden uzun süre dayanamamak, yenilmek üzere dahi kavgaya girememektir.

Daha da kötüsü, içinde hınç biriktirmektir. Sevmeye çalıştığın insanların, bırak seni sevmeyi, kendilerini sevmene dahi izin vermemesiyle yüzleşmek, yine de bir sokak köpeği gibi yanlarından ayrılmamaktır. Belki bir tanesini paralayacak gücün vardır, ama sokak köpeği olduğundan asla bir kişiyi bile ısıramazsın - bütün o öfke, sevgi dolu olduğunu sandığın kalbini zehirler bir süre sonra. Kadınları bırakıp şiddete âşık olursun, ama o da terk eder seni.

İş hayatına girdiğinde oyunu kurallarına göre oynarsın; kravatını takar, her sabah erkenden kalkarsın. Formlar doldurur, teklifler yazar, müşterilerle konuşursun. Nabza göre şerbet verip performans değerlendirmelerinde "neleri daha iyi yapabileceğini" dinlersin uslu uslu. İçindeki sıkıntının herkeste olduğunu dinlersin, ama hepsi Pazartesi sabahı yine işe giderler. Sen, o paraya ihtiyacın olsa da, üç gün yataktan çıkmazsın. Çıkmak için seni ikna edecek cümleyi kimse bulamaz.

Çiftliğe gelirsin sonra, bir anlam arayanların arasında daha az yabani duracağını, en azından bir köşeye çekilmene göz yumacaklarını umut ederek. Umduğundan da iyi olur netice, en azından benzerlerinle bir arada olmaktan dolayı ilginç bir huzur bulursun. Yıllardan sonra arada bir yüzün de güler, olduğun o eski çıkıntı, sinir, suratsız adamı bilmeyenler arasında yeni bir başlangıç yapabileceğini sanırsın. Sonra Bülent çıkar, bu saçma sapan dosyayı açıp her şeyin büyük bir felakete doğru gittiğini iddia eder, sinirini bozar. Sen de yıllardan sonra, yaktığın onca günlükten sonra yeniden bir şeyler yazman gerektiğini fark edersin.

Benim adım Uğur. Her şeyi değiştirmek için mükemmel bir planım var!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder