BÖLÜM 2
"Artık zamanı geldi. Artık acı
zamanı. Şiddetin şiiri duyulmalı. "Cash from Chaos" günlerindeki
gibi. Kargaşa başlamalı. İnsanlar ağlamalı. Dünya üstündekileri kusturacak
kadar hızlı dönmeli. Perde aralanıp içeriye kanın soğuk kokusu yayılmalı.”
Hakan Günday
Bir saattir karıştırıyorum
bilgisayarı; çok daha farklı bir şey gizlediğini ummuştum. Daha kapıdan
çıkarken belliydi bir haltlar karıştırdığın! Ama bunu tahmin edemedim!
Demek cehennemde sana gülecekler, öyle
mi? Sen cehennemi ne bilirsin?! BU NE CÜRET?
Ben yenildim. Onun için buradayım.
Benim haklı, herkesin haksız olduğunu düşünmeye devam etseydim delirecektim.
Eğer onların haklı, kendimin haksız olduğunu kabul etseydim ömrümün büsbütün
boşa geçtiğini kabul edecek, hem de onların kurallarına boyun eğmek zorunda
kalacaktım. Ben de buraya kaçtım, bir Araf olduğunu ümit ederek.
Cehennem yenilmektir. Yenildikten
sonra topunu alıp gidememek, galipleri seyretmektir. Hayatı anladığını sanıp bir
tek öngörünün doğru çıkmamasıyla yüzleşmektir; herkes voleybol oynarken basket
atmaya çalışmaktır. Annenden başka bir tek dişi varlığın bile seni sevmemesi,
cüzzamlı gibi yaşamaktır; Kendini bir insan olarak, bir erkek olarak
hissedememektir. Her sabah kendine çeki düzen vermeye çalışmak, aklındaki adam
olma çabasını öğlene doğru bırakmaktır. Üç günden uzun süre dayanamamak,
yenilmek üzere dahi kavgaya girememektir.
Daha da kötüsü, içinde hınç
biriktirmektir. Sevmeye çalıştığın insanların, bırak seni sevmeyi, kendilerini
sevmene dahi izin vermemesiyle yüzleşmek, yine de bir sokak köpeği gibi
yanlarından ayrılmamaktır. Belki bir tanesini paralayacak gücün vardır, ama
sokak köpeği olduğundan asla bir kişiyi bile ısıramazsın - bütün o öfke, sevgi
dolu olduğunu sandığın kalbini zehirler bir süre sonra. Kadınları bırakıp
şiddete âşık olursun, ama o da terk eder seni.
İş hayatına girdiğinde oyunu
kurallarına göre oynarsın; kravatını takar, her sabah erkenden kalkarsın.
Formlar doldurur, teklifler yazar, müşterilerle konuşursun. Nabza göre şerbet
verip performans değerlendirmelerinde "neleri daha iyi yapabileceğini"
dinlersin uslu uslu. İçindeki sıkıntının herkeste olduğunu dinlersin, ama hepsi
Pazartesi sabahı yine işe giderler. Sen, o paraya ihtiyacın olsa da, üç gün
yataktan çıkmazsın. Çıkmak için seni ikna edecek cümleyi kimse bulamaz.
Çiftliğe gelirsin sonra, bir anlam arayanların
arasında daha az yabani duracağını, en azından bir köşeye çekilmene göz
yumacaklarını umut ederek. Umduğundan da iyi olur netice, en azından
benzerlerinle bir arada olmaktan dolayı ilginç bir huzur bulursun. Yıllardan sonra
arada bir yüzün de güler, olduğun o eski çıkıntı, sinir, suratsız adamı bilmeyenler
arasında yeni bir başlangıç yapabileceğini sanırsın. Sonra Bülent çıkar, bu
saçma sapan dosyayı açıp her şeyin büyük bir felakete doğru gittiğini iddia
eder, sinirini bozar. Sen de yıllardan sonra, yaktığın onca günlükten sonra
yeniden bir şeyler yazman gerektiğini fark edersin.
Benim adım Uğur. Her şeyi değiştirmek için mükemmel bir planım var!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder