10 Kasım 2015 Salı

98

BÖLÜM 9
“Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar
“Yeryüzünde sizin kadar yalnızım”

Merhaba,

Benim adım Burcu. Burada olup bitenleri, burada yaşayan insanları yanlış anlamanızı engellemek için bir şeyler yazmam gerek, çünkü buraya kadar yazılanların hepsi saçma. Olaylar doğru anlatılmış, yanlış anlamayın, ama işin iç yüzünden kimse bahsetmiyor.

Aslında işin iç yüzü gayet basit. Hepimiz deliyiz. Tırlak. Manyak. Kafadan kontak. Kırık. Çatlak. Ne derseniz artık. Bilimsel teşhislerle açıklamaya gerek yok halimizi, mahalle kahvesinde herkes bilir ne olduğumuzu.

Hepimiz ayrı türdeyiz belki, ama birkaç ana gruba ayırmak mümkün. O grupları sayıp başınızı şişirmeyeceğim. Daha önce hiç grupları sayma ihtiyacı da hissetmedim zaten, ama kafamda hepimizi birkaç ana başlıkta toplayabilirim istersem.

Esas sorun şu ki, hiçbirimiz bunu itiraf etmek istemiyoruz. Bir akıl hastanesinde yaşayamayacak kadar takıntılı, kendimizi vuramayacak kadar korkak, tedavi istemeyecek kadar gururlu ve inatçıyız. Dışarıdaki dünyaya ait olmadığımızı bilecek kadar aklımız başımızda. Zararlıyız biz. Kendimize. Anamıza, babamıza. Âşık olup peşinde koştuklarımıza. Bizi dert edinen arkadaşlarımıza. Kendimize alıştırmak için, bizi sevsinler diye fazla iyi davrandığımız insanlara. Yolu bizimle kesişen herkese.

Hayata uyum sağlayamıyormuşuz, yalan. Hayatımızın kontrolünü kaybetmişiz, yalan. Doğru yolu biz bulacakmışız, kuyruklu yalan. Fazla hassasmışız, o da yalan. Hayat ciddiye alınmasını istediğimiz bir oyunmuş, o da yalan. Tutunamıyormuşuz, o da yalan.

Halimizin romantik, asil, tıbbi veya felsefi bir açıklaması, bir bahanesi yok. Bazılarımız doğuştan böyleydik, diğerleri ise zamanın ve toplumun etkisiyle böyle oldu. Hepimiz deliyiz. Akıllı uslu şeyler yapmayacağız. Aynalara yalan söyleyemediğimiz için böyle olduk, buraya sığındık; yakında artık size de yalan söyleyemeyeceğiz. Açıkça haykıracağız deliyiz diye. Sizin koyduğunuz normallik sınırları içinde değiliz, bunun için özür de dilemeyiz diyeceğiz!

Dünyayı kurtaracaksa bizim dürüstlüğümüz kurtaracak. Aklımız değil, sevgimiz değil, çabamız değil, dürüstlüğümüz. Deliliğimizi itiraf ederek başlatacağız arınmayı. Ya da muhtemelen hiçbir şeyi kurtaramayacağız bilmiyorum. Kurtarmaya değer misiniz onu da bilmiyorum.

Adsız alkolikler toplantısında dedikleri gibi: “Benim adım Burcu ve ben bir bağımlıyım. Dünya’ya, hayata bağımlıyım. Nefes almak, hayatta kalmak için ona ihtiyacım var. O benden ne istiyorsa, ne istediğini düşünüyorsam onu yapacağım, ona itaat edeceğim. Benim kırmızı çizgim de, kutup yıldızım da hayattır. Erdemleri ben icat ettim ve onlara uymadım. Kuralları ben icat ettim ve işime geldiği gibi kullandım. Öldürmeyi ben icat etmedim ama ben mükemmelleştirdim. İnsanlığa falan inanmam, kendime inanırım. Hayata bağımlıyım, hayata aşığım, onun için onurumdan da ruhumdan da vazgeçerim.”


* * *

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder