Ahlak sadece bir pazarlık raconu
değildir, dedi Zeynep. O zaman kolayca ihlal edilebilir olurdu. Bana zarar
vermesinler diye kimseye zarar vermeyen kişi ancak tüccar olabilir dedi. Ama
insanların türdaşlarına neden iyi davranması gerektiği benim açımdan da açık
değil, diyerek sustu.
Gülhan, belki de doğal olan budur
diyerek hepimizi şaşırttı. Uzun zamandır çok sessizdi toplantılarda.
Hayvanların da kendi türdaşlarını çok aşırı ve istisnai durumlar haricinde
öldürüp yemediklerini söyledi. Liderlik mücadelesiyle öldürüyorlar birbirlerini
en fazla, dedi, kurt sürüleri mesela aç kalınca köye veya şehre iniyor ama en
zayıf olan kurdu yemiyorlar. Aynı türden olanların birlikte yaşaması,
birbirinden güç alması demektir belki de; sürü olmazsan kolay av olursun.
Sürüye doğada daha güçlü olmak için ihtiyacımız var, onlarla birlikte yaşamak
birey olarak bizi de daha güçlü yapıyor.
Göktuğ bir şey diyecek gibi el
kaldırdı Gülhan konuşurken, sonra “gerek kalmadı, boş verin” gibisinden bir el
hareketi yaptı, Gülhan “sözüm bitti” dedikten sonra da söz almadı (bunu niye
yazdım bilmiyorum, ses kaydında görülmez diyedir belki).
Akın ilk toplantılardan birinde ilk
biz bulduk diye düşünerek çok eğlendiğimiz o cümleyi tekrarladı: “Ahlak,
kendiniz için değil karşınızdaki için doğru olanı yapmaktır” dedi ve eğer
yalnız kalmak ve toplumla bağı olmasın istiyorsa bir insanı rahat bırakmak en doğrusu
değil midir diye sordu. Herkes bir şeyler söyledi ama buraya yazmaya değer bir
cevap bulamadık. Gülhan’ın çay koymak için kalkıp gitmesiyle toplantı fiilen
sona ermiş oldu.
* * *
TOPLANTI TUTANAĞI - 8
Tarih:
XX.XX.XXXX
Saat: 21.15
Grup: Komplo
Teorileri
Katılımcılar: Bülent
(ZK), Burcu (M), Arda, Ümit, Gürol, Didem, Mustafa, İbrahim, İsmail
Genel
tutanak notları: 2012 itibarıyla tüm toplantıların sesli kaydı
alınmaktadır, bu nedenle yazılı tutanaklar artık sadece özet mahiyetinde ve
bilgilere kolay erişim sağlama amaçlıdır. Konuşmacıların tüm sözleri kayda
geçirilmez, zabıt kâtibinin uygun gördüğü biçimde özetlenir. Tutanak tüm
katılımcılar tarafından okunup onaylandıktan sonra nihai halini alır.
Katılımcıların notları ve itirazları metnin sonuna eklenir veya metnin içine
parantez içinde yazılır.
İçerik:
Burcu
moderatörlüğü isteyen birine devretmeye hazır olduğunu söyleyerek söze başladı,
gönüllü çıkmayınca ilk sözü Gürol’a verdi.
Gürol bugüne kadar komplo teorilerinin
doğasını incelediğimizi ve A-B-A-B kuralını çok makul bulduğunu söyledi. Ancak
komplolar konusunda göz ardı ettiğimiz bir konunun da dezenfermasyon olduğunu
ve sokaktaki adamın elde doğru tek bir veri olmadan komplo teorilerini
çözmesinin imkânsız olduğunu anlattı. Gazetelerde ve diğer medyada verilen
haberlerin doğruluğuna güvenilmediği sürece komplo teorileri üzerinde
konuşmanın vakit kaybı olduğunu söyledi.
Burcu A-B-A-B kuralını bilmediğini
söyledi, ben kısaca açıkladım (bkz. İlk toplantının raporu). Ses kaydından
aynen deşifre ediyorum:
Bülent (21.25): “Diyelim ki A ülkesinde bir saldırı,
mesela bir suikast oldu. A hemen der ki bu saldırıyı B düzenledi, bu suikasttan
en büyük faydayı görecek olan B’dir. B kendisini savunarak kendilerinin bu suikasttan
haberdar olmadığını, A'nın B’yi suçlamak veya kötü duruma düşürmek için bu
suikastı kendisinin planladığını hatta bunun B’ye bir saldırı olduğunu iddia
eder. A bu durumda, B’ye saldırmak istese çok daha güçlü ve dürüst biçimde
saldıracağını, B'nin kendisine saldırıldığını iddia edebilmek için suikast
düzenlediğini söyler. Bu tenis maçı böyle sürer gider, A-B-A-B diye devam eder.
Hatta bazen C ülkesi de işin içine dâhil olur, A’nın B’yi suçlaması için A ile
bir derdi olmayan ama B ile çok derdi olan C’nin bu işi planladığı iddia
edilir. İsterse 10 tane ülke girsin, komplonun temel amacı artık o suikast
değil, onun yaratacağı dalgalar haline gelmiştir. Sözüm bitti."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder