2 Temmuz 2012 Pazartesi

62


BÖLÜM 5

TOPLANTI TUTANAĞI - 17
Tarih: XX.XX.XXXX
Saat: 21.00
Grup: Devrimciler
Katılımcılar: Hakan, Ahmet, Batuhan, Mehmet, Atilla, Gamze, Dilek, Hilal, Kemal, İbrahim, Esra (ZK), Alev

Genel tutanak notları: 2012 itibarıyla tüm toplantıların sesli kaydı alınmaktadır, bu nedenle yazılı tutanaklar artık sadece özet mahiyetinde ve bilgilere kolay erişim sağlama amaçlıdır. Konuşmacıların tüm sözleri kayda geçirilmez, zabıt kâtibinin uygun gördüğü biçimde özetlenir. Tutanak tüm katılımcılar tarafından okunup onaylandıktan sonra nihai halini alır. Katılımcıların notları ve itirazları metnin sonuna eklenir veya metnin içine parantez içinde yazılır.

İçerik: Toplantıya, geçen hafta karara bağlanamayan “dirsek teması” kavramı üzerinden devam edildi. Hakan geçen hafta olduğu gibi başarılı ve kalıcı bir devrim için devrimcilerin dirsek teması içinde olması gerektiğini söyledi. Birbirini şahsen tanımayan, görüşmeyen, yardımlaşmayan ve sıkı ilişkiler kurmayan bireylerden oluşan gevşek yapıların birlikte hareket edemeyeceğini belirtti.

Alev söz aldı ve gerçek bir devrimlerin çok büyük kalabalıklarla başarıldığını ve dirsek teması ile böylesi kalabalıklar elde edilemeyeceğini, birbirini tanımasa da ortak bazı amaçları olan kişilerin birbirini tanımasa, hatta birbirinden haberdar olmasa bile birlikte çalışıp başarılı olabileceğini söyledi. Ayrıca sıkı örgütlenmelerin hiyerarşiler yarattığını ve katılımı kısıtladığını belirtti. Yeni sosyal medya olanakları ile ortaya çıkan hareketlerin çok çabuk bir destekçi kitle elde edebileceğini, bu kişileri dirsek temasına sokmak ile vakit kaybetmenin anlamsız olduğunu da söyledi.

Hakan bu noktada itiraz ederek bilinçsiz biçimde aynı yöne doğru hareket eden kalabalıkların devrim yapmadığını, sadece geçici yıkımlara ve kaosa neden olduğunu söyledi. Patrona Halil isyanını buna örnek gösterdi.

Dilek söz alarak sosyal medyada eğilim yaratma ve yönlendirme konusunun çok önemli olduğunu, Bülent'in bir sonraki toplantıda bu konuyu tartışmak için katılmasını önerdi. Hakan Bülent’in bir süre Aydın’a gideceğini, geldiği ilk toplantıda bu konuda yardımcı olabileceğini söyledi.

Alev neden Bülent'in gittiğini, buna kimin karar verdiğini sordu. Hakan kararın kendisine ait olduğunu, Aydın'daki çiftliğin idari işler konusunda kendisinden geçici bir yardım istediğini, kendisinin işleri nedeniyle gidemediğini ve bu konudaki kendisinden sonra en tecrübeli kişiyi gönderdiğini söyledi.

Alev böylesi kararların nasıl tek bir kişi tarafından alındığını anlamadığını söyledi. Çiftlikten çıkmayı gerektiren böylesi bir görev için neden gönüllülük esasına göre davranılmadığını ve Bülent'in ne zaman gideceğini sordu. Yarın gideceğini öğrenince sinirlendi; buna hakkı olmadığını söyleyerek Hakan'a kızdı. Hakan ise konudan sapmak yerine bunu sonra konuşmayı önerdi. Alev tartışmakta ısrar edince Hakan oylama talep etti. Alev ise Bülent'in gidişi konusunda yapılmayan oylamanın şimdi yapılmasını anlayamadığını söyleyip toplantıdan çıktı.

Alev çıktıktan sonra Hakan onun haklı olabileceğini kabul etti, ancak bu kadar sinirlenmeyi doğru bulmadığını belirtti. Batuhan’ın “belki kendisi gitmek istiyordur” şeklindeki yersiz şakası hep birlikte kızıldı, konuya geri dönüldü.

Atilla dirsek teması konusunda Alev ile aynı fikirde olduğunu söyleyerek Arap Baharı’nı örnek gösterdi. Dirsek teması ile oluşturulacak bir devrimci grubun 3-4 nesilden önce adının bile duyulmayacağını belirtti.

Hakan her devrimde ne yaptığı bilen, gündemini belirlemiş, hedeflerini oluşturmuş bir irade makamı olması gerektiği konusundaki görüşünü yineledi (bkz. geçen hafta). Bunun mutlaka bir hiyerarşi anlamına gelmediğini, en demokratik sistemlerde bile neyin oylanacağına birilerinin karar verdiğini söyledi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder